Zenginin çocuğunun mutluluğuna ortak olmak elbette en o kolay olandır. Ancak fakirin evlenemeyen çocuğunun üzüntüsüne ortak olmak zor olandır.
Siyasetçiler, kalabalık ortamlarda boy göstermek için her zaman fırsat kollar.
Düğünlerde, taziyelerde, esnaf ziyaretlerinde ya da ev toplantılarında… Buralarda yapılan propagandalar oldukça değerlidir. Buralarda yapılan hizmetlerin bol bol propagandası yapılır…
Malumunuz son zamanlarda koronavirüs salgınından dolayı hizmet aşkıyla yanan siyasilerimiz evlerine ve şatafatlı odalarına kapanmak zorunda kalmışlardı.
Hizmet etmeyi ve bu hizmetlerin propagandasını yapmayı o kadar özlemişler ki yasaklar biter bitmez kendilerini iş sahasına atıverdiler.
Ancak ortada farklı ya da bir yanlış anlaşılma var!
Koronavirüsten çok etkilenmiş olmalılar ki yerel yöneticilerimiz ne iş yaptıklarını unutmuşlar.
BELEDİYECİLİK yerine NİKAHÇILIK işine girdiler…
‘O düğün senin bu düğün benim’ diyerek adeta düğünleri paylaştılar.
Salondan salona koşan yerel yöneticilerimiz, zengin tabakanın çocuklarının mutluluğuna ortak olmak için cüppeleriyle adeta yarışa girdiler…
Nikah kıyma yarışının galibi kim olur bilemem…
Ama
Fakir tabakanın acılarına ortak olmada sınıfta kaldılar!
Hizmet ve hizmet eşitliğinde sınıfta kaldılar!
Fakirin evlenemeyen çocuğunun üzüntüsüne ortak olmada sınıfta kaldılar!
Samimiyette ve dürüstlükte sınıfta kaldılar!
Yerel yöneticilerimizin içinde oturduğu altından gemi artık yürümüyor.
Çünkü o gemiyi yürüten fakir kürekçiler artık güçten kuvvetten düştü!
Elbet o gemide oturanlar da batacak olan gemide boğulacaktır…
Sevgiyle kalın…